Mübarek hayvanlar. her üç ayda birisi mutlaka "yumurtaya basıyor." "yumurtaya basmak" tabiri; bizim yörede tavuğun civciv çıkarmak için 19-21 günlük yumurta üzerinde nöbet merasimine deniyor.
Şimdi yumurtaya basan tavuğumuz beyaz renkli ve ilk defa yumurtaya bastı. civciv çıkarabileceğine dair şüphelerimiz var. çünkü bazen tavuklar belli bir süre bastıktan sonra vazgeçebiliyorlar veya yumurtaları kendileri midelerine indirebiliyorlar. bunun nedeni de "yalancı gorg" olmaları. "gorg olmak" tabiri de bir tavuğun sesinin kalınlaşmasıyla beraber yumurtaya basma isteğinin oluşması manasına geliyor. eğer tavuklarınıza ıslatılmış ekmek veriyorsanız, yalancı gorg olma ihtimali yüksek. tecrübelerle sabit. ciddi bir şekilde yumurtaya basmaya devam etti. vazgeçmedi. son günlere doğru tahta bir sopa yardımıyla altını yoklayarak civcivlerin çıkıp çıkmadığını kontrol ediyorduk. tahta ile bakmamızın nedeni basan bir tavuğun saldırgan olmasındandır, ben tavuktan korkmam diye efelenmekte boşunadır.
Sanırım 20. gün birinin kafası görünmeye başlamıştı, sapsarı bir kafa. bir kafa daha. sonra bir kafa daha. ikisi sarı biri siyah tam üç kafa. tavuk, civcivleri folluğun dışına çıkarmış yem yediriyordu. follukta ise yumurta kabukları ve bir de sağlam bir yumurta vardı. akşama kadar bekledik sağlam yumurtadan da civciv çıkmasını. fakat çıkmadı. yine bir tahta yardımıyla tavuğun tacizine uğramadan folluğu çektik kendimize ve acı manzara ile karşılaştık. yumurtanın kabuklarının 4 te 1 anne tavuk tarafından soyulmuş fakat civciv yumurtanın zarını yırtamadığı için yumurtanın içinde ölmüştü. tüyleri sarı ve düzgündü, doğsaydı eminim sağlıklı bir civciv olacaktı. ama doğamadı. çünkü zarını yırtamadı.
Eğer küvvetli bir dimağ ve kabiliyetli bir yazar olsaydım. zarını yırtamamış ve ölmüş bu civcivi hayatımdaki kendimle bağdaştırarak güzel bir ders ve hikaye çıkarabilirdim. ama öyle değilim. öyle ol(a)madığım için zarını yırtamamış bu civcivin öyküsünü size havale ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder